Welcome Message

"Yaşamak şakaya gelmez
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi meselâ,
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden
Yani, bütün işin gücün yaşamak olacak."

1 Mart 2010 Pazartesi

Tayland-1 Nereden çıkmıştı Tayland?


Bütün diğer güzellikleri bir yana sayesinde tanıdığım harika insanlar için bile hayatım boyunca seveceğim bisikleti.
Bora Bilginin defalarca zevkle okuduğum gezi yazılarından sonra Evrim Yiğitin Tayland Laos ve Kamboçya da 4 ay boyunca süren bisiklet turu sayesinde ilk kez asyayı düşünmeye başladım.











Ekim ayında da 5 gün süren Gökova Pedallarımın Altında bisiklet turunda da harika insanlarla birlikte pedallayıp onların asyada yaptıkları uzun ve efsanevi bisiklet turları hakkında konuşmalarını dinlerken de karar vermiştim ilk fırsatta gidip kendim görmeye.
GPA da kimler yoktu ki. Şimdi birlikte pedallama şansına eriştiğim ustaları sizlere anlatmaya kalksam tamamen konudan uzaklaşacağım.
Gökova Pedallarımın Altında bisiklet turu ile ilgili ayrı bir yazının konusu o da.




Asya planını yaparken tanıştığım ve çok iyi arkadaş olduğum Alican ile benim pass olarak ücretsiz uçmamdan ve uçak biletinin çok pahalı olmasından dolayı rotayı pek alakasız bir yere; Suriye Lübnan ve Ürdüne çevirmiştik.
Ben planın başlangıcına iki gün kala pasaportumu yetiştirebilmişken Ali bunu da yapamamıştı. Son gün de Ankaraya ev taşımaya gitmesi gerekti. Bir iki gün sonra da erkek bir yeğeni oldu. Tatil başlamıştı ve ben ne yapacağım konusunda tamamen kararsız bir haldeydim. her geçen saniye aleyhime işliyordu.



Kararsız bir iki günden sonra, bir akşam aniden Taylanda gitmeye karar verdim. Tam da seyahat bursu gibi harika bir girişimin sahibi Özlem Yücelin blogu- özlem pansiyon-da gezinirken gördüğüm çok güzel bir alıntıyı okurken almıştım bu kararı. O akşam msn de; asya gezisinin anılarını okurken tanışığım Özgür ile konuşma fırsatını buldum. Bangkokta Couchsurfing den kalacak yer bulmam tamamen onun sayesindedir. Bana kendi kaldığı kişinin e mail adresini verdi ve couch isteği sırasında kendi ismini kullanmama müsade etti. Uzun ve güzel bir mesaj yazdım Bangkoklu ev sahibime beni kabul etmesi için.:) aradan birkaç saat geçmemişti ki çok güzel bir olumlu yanıt geldi! bangkokta kalacak yeri bulmuştum, işte ilk adım. özgür abiden eve toplu taşıma araçlarıyla nasıl gideceğimin ve evin google earth teki tam koordinatlarını ayrıntılı bir şekilde aldım. :) Gece çok geç yatıp birkaç saat uyuduktan sonra ertesi sabah saat 8 de kalktım.


Evrim abiyi arayıp Taylanda gideceğimi haber verdim. O da şansıma istanbuldaymış, Bebekte buluşup kahve içerek gezi planı yapmaya çalıştık. Başından beri içimden bisikletle yapmak geçiyordu bu geziyi, ama planladığım sürenin iki hafta olması ve uçağın kalkmasına saatler kala hiçbir şeyin hazır olmaması yüzünden bisikletimi buradan götürme olasılığım yok gibi bir şeydi. Oradan 50 100 tl arası bulabileceğim single speed bir bisikletle güneye doğru gidebileceğimi düşündük Evrimle beraber.
İlk birkaç gün Bangkoklu ev sahibim Toom un evinde kalıp, kendime bir bisiklet bulduktan sonra güneye gitmeye karar verdim.
Hemen Evrimle ayrıldıktan sonra eve gelirken Bangkoklu ev sahibime hediye etmek üzere kuru incir, bir kilo kahvaltılık zeytin, bir paket fındık ve 500 gr türk kahvesi aldım.





Hızla eve gelip, bisiklet için, yedek lastik, yama takımı, anahtarları çantaya koyup, kış olduğu için koltuğun altına depoladığımız yazlık eşyalardan elime gelen ilk birkaç tshirtü ve kapri pantolonu çantama atarak hazırlanmaya çalıştım.








Aman tanrım saat 20.00 olmuştu bile. Uçağım saat 23.50 de. havaalanına gitmenin en hızlı yolu thy de çalışırken kullandığım personel servisi ile gitmek. saat 21 de evin ordan geçip 22.20 de havaalanında olan bu servise sivil ve çantalı binmek çok eğlenceli olacak.






havaalanına gider gitmez eski arkadaşlarımdan Mehmetle buluşuyorum.onun için 8 saatlik yoğun bir mesainin son anları. benimle biraz konuşabilmek için servisi kaçırıp eve otobüsle gidiyor üstelik. saat 23 e kadar oturup birşeyler içiyoruz.









Sonunda boarding zamanı. 6 ay boyunca çalışıp her köşesini avucumun için gibi bildiğim halde yine de uçağa giderken heyecanlanmadan edemiyorum. Diğer zamanların aksine yolcu olarak bulunuyorum bu sefer havalimanında. Bütün çalışanları tanımak ve selamlaşmak güzel hissettiriyor.





Hava buz gibi, soğuk bir rüzgarla beraber karla karışık yağmur yağıyor.


uçak en uçtaki kapılardan birisine yanaşmış. bulunduğumuz yerden bu kapıya yanaşan uçakları karşılamaya gelmek için neredeyse 1 km yürümek gerektiğinden, çalışırken bu kapıya yanaşan uçaklara gitmemek için baya bir uğraşırdık :).




nihayet uçaktayım artık. beni dünyanın öteki ucuna götürecek dev gibi bir uçakta. büyüleyici bir güzelliği var büyük uçakların. arrivalda çalışırken de sırf biraz seyredebilmek için büyük uçakları karşılamaya hep gönüllü giderdim.


Neyse, uçağın içi muhteşem. ilk kez uzun uçuşlardan birisnde business uçacağım. Koltuk o kadar geniş ki benim gibi iki kişi sığar. Üstelik yandaki koltuk da boş!. Polyester battaniye yerine güzel bir yorgan ve yastıklar hazır bir şekilde bekliyor.



ekran ekonomi classtakinden daha büyük ama dokunmatik değil. zaten ekrana dokunmak için eğilip baya bi uzanmak gerek.

Yemekler muhteşem. Daha önce hiç denemediğim içkiler deniyorum. Her ne kadar uyumayacağım uyumayacağım desem de, alkolün de etkisiyle biraz sonra uyuya kaldım. Saat 3 ü biraz geçe güneş doğdunda uyandım! her ne kadar son derece normal bir şey olsa da, insanı hipnotize ediyor bu durum. Uzun uzun bir saate bir güneşe bakıp bakıp düşünüyorum. Hostesler koşa koşa gelip açık pencereleri kapatıyorlar. Güneşi daha seyredesim var ama, hostes diğer yolcuların uykusunu kaçırmamak için güneşliği kapatmamı rica edince vazgeçiyorum.










menü

Sabah akşam menüden seçtiğim harika bir kahvaltı ile uyanıyorum.


neredeyse bir yıldır satranç oynamamıştım.






Yaklaşık 2 saat sonra Bangkoktayız.






Devamı gelecek...

6 yorum:

  1. bizi götürmedin alacağın olsun yafrum

    YanıtlaSil
  2. Abi bi yolunu bulamadık şu uçağa beraber binmenin.
    gidiş dönüş bir bilet hediye etmeleri lazımdı, o kadar çalıştık yani.
    ileride bir gün yine gideriz birlikte, sen hiç merak etme.

    YanıtlaSil
  3. Ümit,
    'Neye niyet neye kismet'
    Olsun,nasip Tayland mış.
    Güzel hazırlamışsın.Sanırım daha devam edeceksin konuyu anlatmaya.Sizlerle gururluyuz.Zevkle izlemeye ve anılarını dinlemeye hazırım. Biliyorsun bu heyecanın nasıl olduğunu.:)))

    Teşekkür ederiz bu paylaşımların için,.

    Zevkle okuyorum.

    YanıtlaSil
  4. Merakla beklediğim yazına başlamışsın.. Demek bundan sonraki kısımlarda bisiklette var.. bilmiyordum bak.. devamını yine merakla bekliyoruz...çok bekletme bizi :))

    YanıtlaSil